Çocuklarda İnatçılık

Okul Öncesi ve Sonraki Dönemlerde İnatçılık

Çocuğun gelişim aşamaları incelendiğinde bir buçuk ila dört yaş arasındaki dönemde, çocukta inatlaşma davranışlarının yoğun olarak yaşandığı görülür. Bu inatlaşma aslında çocuğun “benbir birey olarak varım, düşüncelerim ve davranışlarım değerli ve geçerli” tutumunu yansıtmaktadır.

 

İnatçılığın süresi ve boyutu, çocuğun gelişimsel tablosuna, çocuğun mizaç özelliklerine, anne baba tutumlarına, pekiştirildiği çevreye ve pekiştiren ajanlara göre değişebilir. Çocuğun doğal inatçılık döneminde anne-babanın çocuğuyla özellikle beslenme, tuvalet gibi temel ihtiyaçları hakkında inatlaşması, inatçılığın çocuğun kişiliğinin bir parçasıymış gibi gelişmesine neden olabilir. İnatçılığın bir davranış bozukluğu olarak kabul edilmesi ise, sözü edilen yaşların dışında da yoğun biçimde inatlaşma davranışının olmasıyla belirlenir.

 

İnatçılığının engellenmesi için en etkili yöntem ise, bu yaşlarda çocuğun bağımsızlık ihtiyacını ve güvenini desteklemek için, onun “halledebileceği” şeyleri deneme çabalarına sabırla izin vermek uzaktan koruma, yönlendirme ile bu hassas inatçılık-bağımsızlık dengesini sağlamaktır.

 

İnatçılığın Nedenleri;

Anne, baba, çocuk; tuvalet eğitimi, yemek yeme, uyuma saatleri ve okula gitme gibi disiplin ya da düzen gerektiren konularda sıklıkla çatışmaya başlarlar. Aslında çatışmaların esas nedeni çocuğun “hayır” deme yeteneğini sergileme arzusudur:

4-6 yaşlarda çocuklar evde ve okul öncesi kurumlarda küçük toplumsal kuralları öğrenmeye başlarlar. Bu yaşlarda da halen ben merkezcilikleri sürmekte olan çocukların gözünde en önemli kendileridir ve her şey anında yerine getirilmeli, sevdikleri, istedikleri yanlarında olmalı, en çok onlar sevilmelidir.

Ancak yavaş yavaş toplumsal kuralların öğrenilmesiyle egoistlikleri biraz azalır.

Bahsettiğimiz süreçte; disiplin uygulamaları ile ilgili sorunlar, ebeveynin bu konudaki başarıları veya başarısızlıkları da gündeme gelmektedir. Ebeveyn ve çocuk arasındaki disiplin sorunları bu dönemde çözülemezse ileride kalıcı bir inatlaşma ya da ebeveyne karşı gelme tutumları ortaya çıkmaktadır.

İnatçı bir çocuğu ele aldığımızda pek çok nedenle karşılaşabiliriz. Zor doğum, doğumda havasız kalma, ateşli havale geçirme, uykusuzluk, açlık, dikkat eksikliği, aşırı haraketlilik gibi durumlar bunlardan bazılarıdır. Bu çocuklar evde, okulda ve her ortamda aynı inatçılık davranışlarını sergilerler. Ancak bazı çocuklar da sadece okulda, ya da sadece anne babayla inatlaşırlar. Bu durumda çocuk ve karşı tarafın tutumları ayrı değerlendirilmelidir. Çünkü artık bir disiplin sorunu olduğu açıktır. Disiplin konusunda neler yapılıyor, neler yapılmıyor, ne yapılmalıdır soruları irdelenmelidir.

Çocuktan bütünüyle değişmesini değil, davranışını değiştirmesini istemeli ve bunu da isteme yöntemini bilmeliyiz. “Senden bıktım, bezdirdin beni, keşke seni doğurmasaydım, ne inatçı çocuksun…” gibi tepkiler doğruca çocuğu hedef alan suçlamalar olup, onun öz saygısını zedeleyerek, bir de sevilmediği duygusunu yaratacaktır. Çocuk istenmediğini, sevilmediğini zaten baş belası olduğunu düşünerek olumlu bir değişime gayret göstermeyecektir.  Ayrıca daha fazla tepki alabilmek için inatçılıklarını da arttıracak ve durum içinden çıkılmaz hale gelecektir.

Kısır döngüye girmeden sorunları çözebilmek için çocuk eğitiminde ana kuralımız olan “onukabul ettiğimizi, sevdiğimizi” göstermemiz gerekir. Bizim için değerli olduğunu hissettirirsek, sevgimizi gösterir, olumlu davranışlarına olumlu ve övgü dolu tepkiler verirsek ilk adımı atmış oluruz. Daha sonra uygun dille davranışını neden kabul etmediğimizi ve bizde yarattığı olumsuzlukları anlatabiliriz. Çocuğun benliği dışında bir hedef göstermemeye dikkat etmeliyiz.

Anne baba olmanın çocuk yetiştirmenin zorlukları ortadadır. Bazen tahammül sınırları aşılmakta ve bu noktada ne yazık ki iki büyük yanlış yapılmaktadır. Ebeveyn ya çocuğa vurur veya bağırır (benlik saygısı zedelenen çocuk artık hiçbir şeyden korkmaz olur, yüz göz olunur) ya da taviz verir (rüşvetsiz hiçbir istenen davranışı yapmayan ve davranışını değiştirmeyen arsız bir çocuk olur).

Çocuğa disiplin konusunda anne babanın aynı mesajı verebilmesi bir diğer altın kuraldır. Ebeveynin doğruları aynı olmalıdır. Eğer farklı mesaj alırsa çocuk işine gelen tarafı seçip diğer ebeveyni suçlayacaktır.

Bir davranışı değiştirmek için sabırlı olmak, tutarlı olmak ve uygun zamanı beklemek önemlidir. Farklı zamanlarda, anne veya baba aynı davranışa farklı tepkiler verebilir veya çok çabuk davranış değişikli bekleyebilir çocuktan. Davranış değiştirme, inatçılığı azaltma sabır, tutarlılık ve yaratıcılık isteyen bir eylemdir.

Çocuğa örnek olmak ise etkili yöntemlerin işlemesine yardımcı olur. Ondan değişmesini istediğimiz davranışı siz sergilemeyin

Değişen her olumlu davranışı zamanında görerek taktir edin davranışsal sözel ödüllendirin.

​​​​​

​​​​​​​​Uzm. Psikolog Filiz GÜLGÖR

Leave a Reply